Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 15. Bölüm
ALINTIDIR
Ah Bu Töreler Seks Hikayesi 15. Bölüm! ( 30 Y., Konya / Türkiye)
Kamerayı kapattım. Karım duşa girdiği zaman balkona çıktım, Özge’yi aradım. “Hadi gel artık, ne olur!” deyip duruyordu, “Tamam, annen şimdi duşta, daha uyumadı, o uyuduğu zaman gelirim!” dedim. “Onu siktin değil mi?” dedi ve telefonu suratıma kapattı. Ben de karımın yanına duşa girdim, birlikte güzelce yıkandık. Çıktıktan sonra karıma kameranın yaptığı kaydı bir süre izlettirdim. Karım, az önce deli gibi sikişen sanki kendisi değilmiş gibiydi, utanmış ve yüzünü öbür tarafa çeviriyordu. “Sil bunları, tövbe tövbe, çocuklar görebilir bunu!” diyordu. Bir süre sonra karımla birbirimize sarılarak uyuduk. İçim geçmişti, bütün gün yorulmuştum. Kendime geldim biraz. Uyandığımda karım sırtını bana dönmüş, horlayarak yatıyordu. Üzerine battaniye örttüm üşümesin diye.
Özge’nin kapısının önüne geldim, kapıyı tıklattım yavaşça. Bir süre sonra kapı açıldı, içeriye girdim sessizce. Özge yine kapının arkasında kalmıştı. Üzerini çıkartmamıştı, üzerinde gündüz giydiği kıyafetleri vardı halen. Onu elinden tuttum ve odanın ortasına getirdim, dudaklarına yumuldum. Bir süre uzun uzun öpüştük, birbirimizin dilini emiyorduk. Derken Özge kendini geri çekti, gözlerimin içine bakıyordu. Yavaş yavaş kendi kendine dans etmeye, yerinde sallanmaya başladı. Dans ediyor, götünü sağa sola sallıyordu. Kendi kendine bir nağme tutturmuştu.
Üzerindekileri yavaş yavaş çıkarmaya başladı bu arada. Üzerinde kırmızı bir sutyen ve minik bir ip külotla kalmıştı. Ellerini dizlerine dayayarak sırtını bana dönmüş, götünü deli gibi sağa sola sallıyordu. Özge bu gece bana striptiz yapıyordu. Dans etmeye devam ederken sutyenini ve külotunu da çıkardı. Dolgun memeleri bir aşağı bir yukarı sallanıyordu. O sırada ben yatağın üzerinde oturmuş onu izliyordum.
Yanıma yaklaştı, götünü sağa sola sallamaya devam ediyordu. Şortumu ve tişörtümü çıkarınca çıplak kaldım. Beni omuzlarımdan tutarak yatağa uzandırdı. Biraz önce annesinin yaptığı gibi bana saksofon çekmeye başladı, yarağımı iştahla yalıyordu. Bense sadece onu izliyordum. Annesini bir posta sikmiştim, sıra kızına gelmişti. Özge yarağımı yalamayı bıraktı ve vücudumu öpmeye, emmeye başladı. Meme uçlarımı emiyor, yalıyordu. Çok hoşuma gitmişti, gıdıklanıyordum. Özge’nin saçlarını okşuyordum sürekli. Boynumu vakum gibi emiyordu, kontrol Özge’deydi şimdi.
“Bak şimdi ne olacak!” dedi ve annesi gibi yatağın üzerine çıktı, işer gibi çömeldi, bir eliyle yarağımı tutmuştu, yarağımı götünün deliğine hizalamaya çalışıyordu. Derken derin bir, “Iğmm, oğhh!” sesi çıkardı, yarağım götüne girmişti. Ellerini öne doğru uzatınca, ellerinden sıkıca tuttum, benden destek alıyordu böylece. Yavaş yavaş yarağımın üzerine oturdu, inlemeleri çoğalmıştı. Bir süre sonra yarağım tamamen götüne girmişti. Biraz o şekilde bekledi. Gözlerini kapatmış, hızlı hızlı nefes alıp veriyordu. Daha sonra yerinde sallanmaya ve yarağımın üzerinde oturup kalkmaya başladı. Göt deliği yarağımı sıkıyordu. Özge kısık kısık nefes alıyor, gözleri kapalı, dudaklarını ısırıyordu.
Hızlanmaya başlamıştı, memeleri, saçları sallanıyordu, göt deliği gittikçe açılmış ve kaygan bir hal almıştı. Özge, “Ağhh, ağhh, ımm, oğhh!” sesleriyle yarağımın üzerinde oturup kalkıyordu. Ellerini sıkıca tutuyordum düşmemesi için. Derken büyük bir hazla götüne patladım. Ama Özge halen oturup kalkmaya devam ediyordu. Odayı inlemeleri doldurmuştu. Hızlandıkça götünün yanakları kasıklarıma çarpıyordu ve sesler çıkartıyordu Şlap, şlap, şlap diye. Özge de daha fazla devam edemedi, yorulmuştu. Yavaşça ayağa kalkınca, döllerim götünden bacaklarına akıyordu. “Nasılım?” diye sorunca, “Çok güzel, nereden öğrendin böyle dans etmeyi?” dedim. “Kızlarla partide boş oturmuyorduk herhalde!” diyerek bilgiç bilgiç cevap vermişti.
Özge’yi yatağa uzandırdım, terli amını bir mendille sildim. Dilimi amına sokmaya başladığım zaman Özge inlemeye başlamıştı yeniden. Parmaklarımla amını ovalamaya başladım, orta parmağımı göt deliğine soktum. Az önce döllerimin suladığı göt deliğinde parmağımı hızlıca sokup çıkarmaya başladım. Özge saçlarımı okşuyordu. Üzerine çıktım, memelerini emmeye başladım. Özge’nin meme uçları pembe renkliydi, emdikçe büyüyordu. Özge yeniden, “Aağhh, sik beni, lütfen, sik beni, amımı sik, beni kadın yap, ne olur!” demeye başlamıştı. Doğrusu onu amından sikmeyi ben de çok isterdim, ama bunu yapamayacağımı biliyordum. Yarağım yeniden kalkmıştı. Sıvazlayarak biraz daha kaldırdım. Özge’yi kaldırdım, yatağın kenarına getirdim. Sağ ayağını yatağın üzerine koymasını söyledim, dediğimi yapınca sol ayağı yerde, sağ ayağı yatağın üzerinde kalmıştı. Bu şekilde göt deliğine kolayca girebilirdim. “Öne doğru biraz eğil!” dedim, arkasına geçtim, yarağımı tutarak aralık göt deliğine yavaş yavaş girdim.
Özge, “Uğhhh, uff, ağhh!” demeye başlamıştı. Onu belinden sıkıca tuttum, hızlanarak götüne pompaladıkça Özge ileri doğru gidiyordu çünkü. Daha büyük bir güçle götüne girip çıktıkça Özge zevk ve acıyı bir arada hissetmeye başlamış, inliyordu. Başını sürekli arkaya atıyordu. Bense aynı tempoda götüne girip çıkıyordum, ama bazen dayanamayıp, “Uuğhh, oğhh!” sesleri eşliğinde götüne abanıyordum. Bu gece daha fazla kendimi yormaya niyetim yoktu. Birkaç dakika boyunca bu pozisyonda siktikten sonra götüne boşaldım. Yarağımı çıkardığım zaman göt deliğinden sağlam bir osuruk sesi geldi. Özge ahhlayarak doğruldu, bana birşey demeden tuvalete gitti. Çişini yaptığını duyuyordum, içerden az önceki gibi osuruk sesleri geliyordu. Sifonu çektiğinde yanına gittim ve “Ne oldu, hasta mısın?” diye sordum. “Bugün sauna, banyo derken biraz üşüttüm galiba.” dedi. Beraber duşa girdik, yıkandık, çıktık. Yatağa uzandım, başını göğsüme koymuştu. Bir süre sonra Özge uykuya dalmıştı. Üzerini örttüm ve sessizce odadan çıktım.
Sabah kahvaltıda karıma, “Bugün denize gidiyoruz!” dedim. Otelin kendine ait küçük bir plajı vardı, ama turistler sabahın köründe orayı dolduruyor, siz de denize giremiyordunuz. Antalya’da plaja götürecektim onları. Kızlar bu haberi duyunca çok sevindiler. Kızlar bikinilerini giymekte ısrar ediyordu, ama karım buna izin vermiyordu. Derken son sözü ben söyledim, “Kim ne istiyorsa onu giysin!” dedim.
Odalarımıza çıktık, karım kızları bikini giyeceği için onlardan geri kalmak istemiyordu. Remziye’nin verdiği beyaz bikiniyi giydi. Üzerine de ince, uzun elbisesini. Hazırlanıp hep birlikte çıktık. Plaja geldiğimiz zaman epey dolmuştu, denize biraz uzak kalan 4 tane boş şezlong buldum, kiraladım. Karım ve kızlar hemen giysilerini çıkartarak bikinileri ile kaldılar. Karımın bikinisi özellikle çok güzeldi, beyaz bikini hafif göbekli karıma çok yakışmıştı. Ben de şortumla kalınca, “Hadi denize!” dedim. Karım da, kızlar da, daha önce hiç denize girmedikleri için korkuyorlardı. Havuz denize göre daha güvenliydi. Onlara, “Merak etmeyin, ben yanınızdayım!” deyip duruyordum. Denizin suyu biraz soğuktu, hepimiz biraz ürperdik. Onları sahilden birkaç metre öteye götürdüm, su benim göbeğime geliyordu. Üçü de korkuyla karışık eğleniyordu. Biraz daha ileri gidince, su adam boyunu aşıyordu, onlara, “Siz orada kalın, ileri geçmeyin!” diye bağırdım.
Sözümden dışarı çıkmayacaklarını biliyordum. Ben biraz açıldım, denizi özlemiştim. Tuzlu suyun içinde yarım saate yakın kaldım. Karım ve kızları halen bıraktığım yerdelerdi. Karım, “Ay, nerede kaldın, öyle uzaklara gitme, bir şey olur, korkuyorum!” diye söyleniyordu. Hep birlikte şezlongların yanına döndük, kurulandık.
Benim arka çaprazımda kalan şezlongda, 50-55 yaşlarında bir kadın dikkatimi çekmişti. Denizden çıktığımdan beri bana bakıp duruyordu. Karımla birbirimizin vücuduna güneş kremi sürerken de gözü sürekli üzerimdeydi. Saçları sarıydı, el ve ayak tırnaklarına kırmızı oje sürmüştü, denize gelmiş olmasına rağmen gözlerine makyaj yapmıştı. Üzerinde koyu mavi bir bikinisi vardı. Şezlongda tek başına kalıyordu. Bir ara kalktı, denize doğru yürürken, öbür taraftan gideceği yerde, bilerek benim yanımdan geçmişti. Aynı şekilde 10-15 dakika sonra dönerken de yine yanımdan geçmiş, bana bakıp durmuştu. Bu kadında bir iş vardı. Memeleri oldukça büyük ve sarkıktı, bikiniyi çıkarsa göbeğine değecekti belki de. Götünü sağa sola sallayarak yürüyordu.
Karıma ve kızlara yiyecek içecek birşeyler almak için büfeye gittiğimde, o kadın da bir bar sandalyesine oturmuş bira içiyordu. Beni görünce elini saçına attı, bana iş atıyordu. Beyaz bir vücudu, yüzünde ve vücudunda kırışıklar vardı. Denize girdiğinden gözlerine sürdüğü mavi boya akmıştı. Kadında güzellik adına pek bir şey yoktu. Karımın boylarındaydı. Sandalyenin üzerinde bacak bacak üstüne atmıştı, teninin beyazlığı daha bir belli oluyordu. Ona baktığımı anlamıştı, “Merhaba!” dedi. Ben de, “Merhaba!” dedim. “Çok sıcak bir gün, şu deniz de olmasa ne yaparız!” dediğinde, “Evet, öyle!” dedim. “Ben hemen sizin arka şezlongda kalıyorum, yanınızdaki hanımefendi sizinle birlikte galiba?” dedi. “Evet, beraber geldik!” dedim. “Hımmm….” diyerek birasından bir yudum aldı. Büfedeki çocuk benim siparişleri hazırlıyordu bu arada. Kadın bana bakıp duruyordu. Şansımı denemeye karar verdim, “Yalnız mısınız, yanınızda kimseyi göremedim?” dediğimde, “Ayy, evet!” dedi. Sonunda siparişlerim hazırdı, yanından ayrılmadan önce başımla selam verdim.
Karım ve kızlar aldıklarımı yiyip içiyordu. Kadına baktığımda ise halen tek başına büfede oturmuş, cep telefonunu karıştırıyordu. Karıma, “Siz devam edin, ben büfede olurum, bir şeyler içeceğim!” dediğimde, karım, “Ee, getir buraya, daha ne diye gidiyorsun?” dedi. “Bira içeceğim!” dedim. “Ha tamam, git nerde içiyorsan iç o mereti!” dedi, yanında içki içmemi istemiyordu. Kadın tekrar beni yanında görünce elindeki telefonu bırakmış, bana çaktırmamaya çalışarak bakıyordu. Bir bira istedim. Kadın birasını bitirmişti. “Bir tane daha alır mısınız?” dediğimde, “Aay, fazla gelir, almayayım mersi!” dedi. Kadının kulağına yanaşıp, “Arka tarafta konuşalım mı?” dedim ve önden yürüyerek büfenin arka tarafına geçtim, kadın da arkamdan geldi. Karım ve kızlar beni buradan göremezlerdi.
Kadın yanımdaki bar sandalyesine oturdu, “Ben Nalan!” diyerek elini uzatt. “Ben de Osman!” dedim. Konuşmaya başladık. Ankara’dan buraya tek başına geldiğini, iki yıl önce kocasını kaybettiğini, yalnız yaşadığını, evli bir kızı olduğunu söyledi. “Kocamdan sonra psikolojim çok bozuldu, ben de kendime bir tatil ayarladım böyle!” dedi. Antalya şehir merkezinde küçük bir otelde kaldığını, daha dün geldiğini söyledi. Ben de kendimle ilgili birşeyler anlattım. Muhabbetimiz koyulaşıyordu. Bir ara bana doğru eğilip, kulağıma, “Jigolo musun?” diye sordu. Nalan erkek avcısı çıkmıştı, kendine erkek arkadaş arıyordu. Ben de onun kulağına eğilip, “Evet!” dedim. “Anlamıştım zaten! Kadın senden yaşlı, bulmuş senin gibi delikanlıyı kaçırır mı! Peki, yanındaki kızlar kim?” dedi. “Kadının kendi kızları!” dedim. Nalan elini ağzına götürüp, “Aa, inanmıyorum! Kadına bak be, bu işi çocuklarının önünde mi yapıyor?” diyerek hayretini gösteriyordu.
Bir oyunun içine girmiştim ve bu oyunu devam ettirmek istiyordum, “Evet, aynen öyle!” dedim. Nalan kulağıma eğilerek, “Sana iyi para ödüyor mu peki?” diye sordu. “Oteli falan herşeyi o ayarladı, tüm masraflarımı karşılıyor, ayrıca para almıyorum, bedavadan tatil yapıyorum!” dedim. Bu sözlerim üzerine, “Hımmmm…” diyerek bir süre durdu, sonra canının çok sıkıldığını, bir arkadaşının olmadığını söyledi. Ona, “Bana telefonunu, kaldığın oteli yaz, seni ararım!” dedim. Sevinçle çantasından bir kağıt çıkardı, arkasına otelin adını ve telefonunu yazdı, verdi. “Tamam, seni ararım!” dedim. “Bekliyorum mutlaka!” dedi. “Görüşmek üzere!” deyip ordan ayrıldım.
Karım ve kızlar yemeklerini yemişlerdi. Hava sıcaktı, ama tatlı bir rüzgar esiyordu. Hepimiz uykuya dalmıştık. Bir ara arkama baktığım zaman Nalan yoktu, gitmişti. Aradığı erkeği bulmuştu nasılsa, daha fazla kalmasına gerek yoktu. Biz de akşamüzerine kadar plajda kaldık. Otele döndüğümüz zaman karıma, Antalya’da yaşayan asker arkadaşımı ziyarete gideceğimi, beni beklediğini söyledim. Karım hiç itiraz etmeden, “Tamam, sen bilirsin, ben de kızlarla otururum.” dedi. Güzel bir duş aldım, giyinip, hazırlandım. Gerçekten de Antalya’da yaşayan bir asker arkadaşım vardı, ama yıllardır kendisini görmemiştim. Karım duşa girdiğinde bavuldan prezervatifleri alıp cebime attım, bu gece lazım olacaklardı çünkü. Ayrıca dün karımla yaşadığım sikişi kaydettiğim makinemi de aldım yanıma. Otelden çıktıktan hemen sonra Nalan’ı aradım ve yanına geleceğimi söyledim. Çok heyecanlanmıştı, “Bekliyorum!” dedi.
Şehir merkezine geldiğim zaman Nalan’ın yazdığı oteli aradım bir süre. Bir sokak içerisinde, beş katlı bir binaydı burası. Resepsiyonda güzel bir kız vardı, “Nalan hanımın misafiriyim.” dedim. Kız adımı sorup, Nalan’ın odasını aradı, benim geldiğimi söyledi. Telefonu kapattığında, “Nalan hanım sizi bekliyor!” diyerek oda numarasını söyledi. Nalan en üst katta kalıyordu. Odasının önüne geldiğim zaman hafifçe kapıyı tıklattım. Biraz sonra kapı açıldı…
Devam edecek…
ALINTIDIR
Ben Esra telefonda seni bosaltmami ister misin?
Telefon Numaram: 00237 8000 92 32
Bir yanıt yazın